26 Ocak 2011 Çarşamba

bademli sufle

Yok böyle güzel birşey... Bu tatlıdan birazcık yediğimde cennete gidip geliyormuşum gibi hissediyorum...

Nerde mi yenir? @istanbul modern

25 Ocak 2011 Salı

24 Ocak 2011 Pazartesi

minik


Kedim...

Ne kedi ama. Kendisini hiç sevdirmez. Yılışmayı sevmez. Tamam ben sahibiyim, mamasını suyunu veriyorum diye iki yanak alamazsın ondan. Erkek kedidir. Anne-oğul arasındaki ilişkiye dikkat eder.
Bazen keşke kucağıma gelse de kafasını, patilerini okşasam diyorum... Onu sevebildiğim yegane zaman, camın pervazına çıktığı zaman. Özgülürlük dürtüsüyle geziniyor pervazda ama düşücem korkusuyla da onu tuttuğum zaman bana bırakıveriyor kendini... Kurnaz kedi işte, annesi kılıklı...



Çocuklar gibi şendim.

Kalpazankaya'da...

13 Ocak 2011 Perşembe

alice harikalar diyarı

"Alice" bir kanal vardı Digiturk'te...

Şef, makarnalar yapar, yeni kıyımdan gelmiş tavşanları pişirir, domuzu şaraba yatırır, trüf mantarlarından sos yapar, gelsin parmasanlar, ricottalar, lar lar lar....

Erimiş çikolatalar, yanmış şekerler, beyaz kremalar, karamelalar allah allah...

Ve şefimiz tavsiye eder; bu yemeğin yanında ancak ve ancak zartunya vadisinde çıkan zortun üzümünden üretilen kalın gövdeli zonkinyo şarabını içebilirsin dostum...

Dokunmak

“Sana dokunmak istiyorum!
Hissetmek:
Ellerini,
Narin ve yumuşak…
Soğuk biraz ama dokununca terleyen!” –W. SHAKESPEARE

5. duyu. Olmazsa olmaz duyu. Ev sahibi duyu, ana duyu.
Hiç düşündünüz mü bu duyunun olmadığını. Gördüğünüz şeylerin aslında göründüğü gibi olmadığını... Belki bir resim çizememek, belki saçını tarayamamak, sevişememek, sevmeyi bilememek, yaşayamamak gibi olmaz mıydı…
Dokunmak…
Eyleme, düşünceye, duyguya anlam katan şeydir.
Duyguların bir çeşit sağlaması değil midir dokunmak…
Anın duyumu ve onu harekete geçirme durumu gibi.
Yaşama inanmaktır dokunmak.
Annenin bebeğine, daha o doğmadan söyledikleridir.
İletişimdir.
Hissetmenin katı halidir.
Kelimelere sığmayanların ötesidir, cesarettir dokunmak. Kimi zaman ölmektir bedeli…
Sığınmaktır, özlemektir dokunmak… Sevgilidir ve aşkın ham maddesidir.
Özgürlüktür, iz bırakmaktır.
Dokunmak insan olmaktır. Kendini tanımaktır, insanı tanımaktır.
Çocuğun sokak kedisini okşamasıdır.
Omzundaki bir eldir, güvendir.
Naiftir ve kimi zaman değildir. Şiddettir, öfkedir.
Görememektir.
Dokunarak hissetmek, hisettiklerinle hayatı birleştirmektir…