18 Haziran 2012 Pazartesi

reçel kokulu evler

İlk defa yalnız başıma kiraya çıktığım zaman, ev bana hep yabancı geliyordu. Bir türlü alışamamıştım bu duruma... Haftada ikiden fazla annemde kalıyordum.
Günün birinde ilk reçelimi yaptım, portakal reçeli. 
Sonra evin içi reçel koktu, evim ev gibi oldu...
İkinci reçelim çilek reçeliydi...

Bu akşam, birkaç saat önce önce dalından topladığım-fotodaki ağaç- vişnelerle ilk vişne reçelimi yapacağım... Bu reçelin özelliği ise, her milimetrekaresine aşık olduğum yeni evimin güzeller güzeli mutfağında, annemin hediyesi çelik tencerenin içerisinde kaynayacak olması ve bu evde yaptığım ilk reçel olması.
Umuyorum, gülücüklerle dolu kahvaltı sofralarında, tazecik ekmeklerin üzerine sürülecek...

Dördüncü reçelim ise gül reçeli olacak.:)





"Kent yıkılıyor. Sokaklar uçtan uca kazılmış. Sesimiz radyasyon içinde. Mühendisler geldiler; kedi resmini bile cetvelle çizerler."

11 Haziran 2012 Pazartesi

perfect stranger


Are you from another world
I never seen someone who looks like you
Beautiful stranger how do you do?
Tell me is there something I can do for you
Your energy when you touch me
Lifted me off the ground
Your words to me are like music
I don't know
Who you are
All I really know is there's something your heart
That makes me feel
It's a new start

5 Haziran 2012 Salı



osmanlı anarko feministleri




Çete-i Nisvan Beyannamesi

- Zevcelik ve validelik tabiatin emri ve mukaddes vazife değildir.
- Mecburiyet-i askeriye kaldırılmalı, evlatlar vatana hibe edilmemelidir.
- Ahlaki ve milli iman kadının hürriyetine değil, içtimai muvazene için vasıta haline getirilmesine muavenet eder.
- Irki milliyetçilik vatanperverlik değildir.
- Tek fırkalı nizamda siyasi haklar meclise girme ve rey verme hakkıyla elde edilemez.
- Maarif, vatan ve milletten ziyade, şahsi hürriyet ve iradeye katkıda bulunmalıdır.

Nezihe Muhiddin önderliğinde 1923 yılında Kadınlar Halk Fırkası adı altında açılmak istenen partiye, kadınların seçilme hakkı olmaması gerekçesiyle izin verilmeyince, Türk Kadın Birliği adı altında örgütlenmiştir ve 16 Temmuz 1925- 1 Ağustos 1927 tarihleri arasında, Türk Kadın Yolu dergisini yayınlamıştır.

Yukarıdaki risale, derginin 6 Ağustos 1925 tarihli dördüncü sayısının arasında bulunmuştur. Kendine Çete-i Nisvan adını veren bir grup kadın tarafından, derginin devletçi, milliyetçi, militarist ve ahlakçı duruşunu eleştirilmek üzere, satılmadan önce derginin arasına konduğu tahmin edilmektedir. Bu belgeye kütüphanelerdeki kopyalarda rastlanmadıysa da, bir efemere müzayedesinde alınan iki kopyanın arasında bulunması, bu tahmini destelemektedir. Bu belge, Osmanlı kadın tarihi yazımında çığır açıcı niteliktedir. Umarız Çete-i Nisvan’a dair daha fazla belgeye ulaşmak ve bu anarko-feminist haraketi su yüzüne çıkartmak mümkün olur.

4 Haziran 2012 Pazartesi

bir ihtimal üzerine


Olabilecek en güzel şey, olacak olandan daha güzeldir her zaman…

güneşin, pek güzel ve estetik bir ifadesi...


-"Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur" romanından bir alıntı.-

Ne kadar mustarip olursanız olun, güneş bu ıstırabın arasında er geç bir çatlak buluyor, oradan altın bir ejder gibi kayıyor. Sizi iç mahzeninizden çıkarıyor, bir yığın imkânı masal gibi anlatıyor.
“Sanki, bana inan ben her mucizenin kaynağıyım, her şey elimden gelir; toprağı altın yaparım. Ölüleri saçlarından tutup silker, uykularından uyandırırım. Düşünceleri bal gibi eritir, kendi cevherime benzetirim. Ben hayatın efendisiyim. Bulunduğum yerde yeis ve hüzün olmaz. Ben , şarabın neşesi ve balın tadıyım.”


....Yansin bu ibneler su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim

  neyzen tevfik